Adını merak ediyorum.
Öyle çok ki merakım.
Ne ile başlıyor acaba?
Ne ile bitiyor?
Duyunca neyi anımsatır bana.
Ne güzeldir kim bilir.
Ne kadar çok severim kim bilir.
Çok merak ediyorum.
Kime merhaba diyorum.
Kimsin.
Kime hoşçakal dedim.
Kimsin.
Adını merak ediyorum.
Koyuyorum önüme harfleri
Diziyorum, bir onu alıyorum bir öbürünü.
Çıkamıyorum işin içinden.
Karışıyor her şey.
Hepsi olabilir,
Hiçbiri de olmayabilir.
Belki aynı alfabeden bile bahsetmiyoruz.
Bilmiyorum.
Ama ne yapabilirim, bilmek istiyorum.
Çok istiyorum.
Bilmiyorsun.
Belki de bilmemezlikten geliyorsun.
İstemiyorsun.
Söylemiyorsun adını.
İstemiyorum diyorsun ama
İnat mı ediyorsun, mecbur mu kalıyorsun, gerçekten istemiyor musun bilmiyorum.
Sebepler uyduruyorum her birine senin için.
Çünkü o zaman hala kızamıyorum sana.
Çünkü kızmak istemiyorum.
İnsan isteyince her şeyi yapar değil mi?
Gerçek değil mi bu?
-Gerçek.
İstiyorum.
Çok istiyorum.
Demek ki sen…
-Yok, duymak istemiyorum, git iç ses!
Konu dağılmış deyip toparlıyorum ortalığı hemen.
Adın ne?
Neden kaçıyorsun.
Nereye böyle.
Tam ardından seslenecek gibi oluyorum.
Önüme dizdiğim karışıklıkta kaybolduğumu fark ediyorum.
Tam gülecekken halime, ağlamaklı oluyorum.
Adını bilmiyorum.
Sesim çıkmıyor, boğuluyorum.
Ah, adın.
Adın diyorum ama…